Esenyurt'ta yaşanan son olaylar, eski sevgili ilişkilerinin nasıl korkunç boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor. Bir çiftin ayrılığının ardından yaşanan dehşet verici durumlar, hem bölge halkını hem de güvenlik kuvvetlerini alarma geçirdi. Tanıkların verdiği bilgilere göre, eski sevgili tarafından maruz kalan genç kadın, ifadesinde yaşadığı travmayı ve korkularını aktardı. Olayın çıkış noktası ise bir dizi tehdit ve şantaj girişimiydi. Bu durum, toplumsal olarak da üzerinde konuşulması gereken önemli bir meseleyi gündeme taşıdı: Eski ilişkilerin bıraktığı izler ve şiddetin her zaman bir çözüm olmaması.
Esenyurt’ta meydana gelen olayda, 25 yaşındaki genç kadın, eski sevgilisi tarafından sürekli olarak takip ediliyordu. İlk aşamada basit bir işyerinde yaşanan tartışmalarla başlayan bu süreç, giderek fiziksel şiddete dönüşmüştü. Yaşanan tüm çirkinliklerin arkasında yatan sebepleri anlamak için olayın detaylarına inmek gerekiyor. Yaptığı şantajlarla eski sevgilisini tehdit eden şahıs, kadının sosyal çevresini de hedef alarak onu yalnızlaştırmayı başarmıştı. Bu tür travmatik süreçler, birçok kadının benzer durumlarla karşılaşabileceği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Bu olay Esenyurt’ta ilk kez yaşanmıyor. Kadına yönelik şiddet ve cinsel psikolojik istismar, birçok kadının hayatını olumsuz etkileyen bir sorun haline geldi. Çok sayıda kadın, eski eş veya sevgililerinden gördükleri şiddet yüzünden korku içinde yaşamaya mahkum kalıyor. Yaşanan bu olaylar, yasaların yeterince caydırıcı olmadığını, toplumsal yaklaşımın da değişmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Olayın ardından Esenyurt Belediyesi ve güvenlik güçleri harekete geçerek, toplumda bu tür durumların tekrar yaşanmaması için çeşitli önlemler almaya başladı. Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla başlatılan farkındalık kampanyaları, kadınların kendilerini savunmaları ve bu tür durumlarda nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri için büyük bir önem taşıyor. Yerel yönetim, kadınları desteklemek için psikolojik danışma hizmetleri sunmayı da planlıyor.
Öte yandan, bu tür olaylara karşı toplumsal duyarlılığı artırmak adına sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapılması gerekiyor. Adaletin bir an önce sağlanması ve benzer durumların yaşanmaması için gereksiz geç kalmalara meydan verilmemesi gerekiyor. Herkesin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu alması, hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük bir önem taşıyor.
Son olarak, Esenyurt’ta yaşanan olay, eski sevgililerin birbiri üzerinde kurduğu otorite ve şiddetin, sağlıksız bir ilişki dinamiğinin tehlikelerini gözler önüne seriyor. Herkesin daha bilinçli bir şekilde hareket etmesi ve toplumda bu tür kötü örneklerin üstesinden gelinmesi şart. Unutulmamalıdır ki, her birey kendini savunma hakkına sahiptir ve bu tür durumlarla karşılaşan herkesin yalnız olmadığını hissettirmek gerekmektedir.
Toplumun her kesimine düşen görev, şiddet olan bu tür ilişkileri ortadan kaldırmak için elbirliğiyle çalışmak ve kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans politikalarını benimsemektir. Esenyurt’ta yaşanan bu olaylar, belki de pek çok kadın için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Artık sesimizi yükseltme ve değişim yaratma zamanı geldi.