Demokratik Edirne ve Mardin (DEM) Partisi, hastalığı sebebiyle cezaevinde bulunan tutuklulara yönelik infaz düzenlemesi hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Partinin Sözcüsü, bu düzenlemenin yalnızca hasta tutukluları kapsayacak şekilde oluşturulduğunu vurgulayarak, genel anlamda bir af düzenlemesi olmadığını ifade etti. Kamuoyunda bu konuyla ilgili oluşabilecek yanlış anlamaları önlemek adına yapılan açıklama, Türkiye'nin adalet sistemi üzerinde süregelen tartışmaları da yeniden gündeme getirdi.
DEM Partisi'nin açıklamasında, hasta tutukluların sağlık durumlarının ön planda tutulması gerektiği vurgulanırken, sağlık sorunları bulunan bireylerin cezaevinde bulunmalarının hem insan hakları açısından hem de sağlık sisteminin işleyişi bakımından sorun teşkil ettiği ifade edildi. Partinin hedeflediği bu düzenleme, özellikle Covid-19 pandemisi sonrasında cezaevlerinde artan sağlık sorunlarının çözümüne yönelik bir adım olarak değerlendirildi. Konsensus sağlanırsa eğer, hasta tutukluların tahliyesi konusunun Beşinci Yıl İnsan Hakları Raporu'na da yansıması bekleniyor.
DEM Partisi'nin gerçekleştirdiği bu açıklama, konu hakkında daha geniş bir tartışmanın başlamasına neden oldu. İçeriğinde hasta tutuklulara yönelik bir infaz düzenlemesi barındıran bu planın, iktidar partileri ve diğer muhalefet partileriyle olan diyalog süreçlerini nasıl etkileyeceği merak ediliyor. Hastalığın tanımının nasıl yapılacağı, hangi kriterlere göre hasta tutukluların belirleneceği gibi sorular, kamuoyunda büyük bir ilgiyle takip ediliyor.
Kamuoyunda, DEM Parti tarafından yapılan bu açıklamaların ardından birçok insan hakları savunucusu, düzenlemenin kapsamını ve içeriğini eleştirdi. Bazı insan hakları aktivistleri, sadece hasta tutukluları kapsayan bir düzenlemenin yeterli olmadığını, genel af düzenlemesine ihtiyaç olduğunu savunuyor. Özellikle siyasi nedenlerle cezaevine giren, terör, basın özgürlüğü veya diğer insan hakları ihlalleri nedeniyle tutuklanan bireylerin de bu durumda değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren aktivistler, bu düzenlemenin yetersiz olduğu konusunda hemfikirler.
Ayrıca, sosyal medya platformlarında da bu düzenlemeye dair çok sayıda paylaşım yapılmakta, vatandaşlar bu konudaki görüşlerini ifade etmektedir. Bazı kullanıcılar, sağlık sorunları nedeniyle cezaevlerinde kalan kişilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini, cezaevlerinde geçirilen sürenin insan onuruna yakışır bir şekilde geçmesi gerektiğini vurgularken, diğer kullanıcılar bu düzenlemenin yaşamsal öneme sahip olduğunu ifade etmekteler. Çeşitli sosyal medya kampanyaları ve imza kampanyaları, tutukluların hakları üzerine odaklanmış durumda.
DEM Parti’in açıklamaları ve düzenlemesi çerçevesinde, Türkiye'de infaz sistemine ilişkin yeniden bir değerlendirme yapılması ve sağlık koşullarının artırılması için tartışmaların sürmesi bekleniyor. Gelecek günlerde, bu konuyla ilgili daha fazla açıklama yapılması ve partiler arası diyalogların gün yüzüne çıkması, kamu gündeminin önemli bir parçası olacaktır. Böylelikle, bu düzenlemenin içeriği ile ilgili ilerleyen zamanlarda daha net bilgilere ulaşılması mümkün olabilecektir.
Sonuç olarak, DEM Parti tarafından alınan bu karar, sadece hasta tutukluları kapsaması nedeniyle sınırlı bir etki alanına sahip olsa da, Türkiye'deki adalet sisteminin daha geniş bir perspektiften ele alınmasını ve revize edilmesini zorunlu kılıyor. Sağlık sorunları bulunan tutukluların durumu, insan hakları bağlamında ele alınmalı, toplumsal bir gereklilik olarak değerlendirilmeli ve gerekli adımlar derhal atılmalıdır.