İsveç, son yıllarda artan suç oranları ve dolayısıyla hapishanelerindeki yer sıkıntısı ile mücadele ediyor. Ülke genelinde yaşanan bu kriz, mahkûmların yer bulamayan hapishanelerde uzun süre beklemesine ve ceza infaz sisteminin tıkanmasına yol açtı. Sonunda, İsveç hükümeti, doluluğun aşılması için radikal bir adım atmaya karar verdi: suçlular başka ülkelerle yapılan anlaşmalar doğrultusunda ihraç edilecek.
İsveç hapishanelerindeki doluluk oranı son yıllarda oldukça yüksek seyrediyor. 2022 verilerine göre, ülkede toplam 6,000 mahkûm kapasitesine sahipken, hapishanelerdeki mahkûm sayısı bu kapasiteyi aşarak 7,500'e ulaşmış durumda. Bu durum, çeşitli suçlardan hüküm giymiş bireylerin ceza infaz süreçlerini olumsuz etkiliyor. Hükümet, mahkûmların haklarını korumak ve insani şartlar sağlamak amacıyla hapishanelerin doluluk oranını düşürmeye çalışıyor. Arekli ve bezgin bir yaşam süren mahkûmlar, gerilimli bir ortamda sosyal ve psikolojik sorunlar yaşayabilirken, bu durum suç oranlarının da artmasına katkı sağlamaktadır.
İsveç, hapishanelerindeki doluluğu azaltmak amacıyla yaptıkları bu yeni hamlenin detaylarını kamuoyuna açıkladı. Bu çerçevede, ülkedeki mahkûmların, başka ülkelerdeki hapishanelere transfer edilmesi planlanıyor. Hükümet, bu süreçte diğer Avrupa ülkeleri ile çeşitli uluslararası anlaşmalar yapmayı hedefliyor. Transfer işlemlerinin her mahkûm için titizlikle değerlendirileceği ve yasal süreçlerin hızlı bir şekilde gerçekleştirileceği bildirildi. Bu bağlamda, özellikle suç profili düşük olan mahkûmların, daha hafif cezalar alanların ihraç edilmesi düşünülüyor. Böylece, uluslararası iş birliği sayesinde hem mahkûmların yaşam şartları iyileştirilmiş olacak hem de İsveç hapishanelerinde bir rahatlama sağlanmış olacak.
Hükümetin bu yeni politikası, insan hakları ve adalet sistemleri açısından çeşitli tartışmalara yol açmış durumda. Bazı insan hakları savunucuları, bu uygulamanın bazı mahkûmlar için büyük sorunlar doğurabileceğinden endişe ederken, diğerleri ise bunun zorunlu bir çözüm olduğunu savunuyor. Öte yandan, hükümet yetkilileri, bu adımlarla hem hapishanelerin doluluğunu azaltacaklarını hem de mahkûmların daha iyi koşullarda rehabilite edilmelerini sağlayacaklarını belirtiyor.
Sonuç olarak, İsveç hapishanelerindeki doluluk krizi, sadece ülkenin ceza infaz sistemi üzerinde değil, aynı zamanda toplumsal denge ve kamu güvenliği üzerinde de önemli etkilere yol açacak gibi görünüyor. Ülke, hukuk ve adalet perspektifinden en iyi çözümleri bulmak için uluslararası iş birlikleri yaparken, mahkûmların geleceği de büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor.