Eski ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya karşı açılan davaları sert bir dille eleştirerek, "Bu tamamen delilik!" diye nitelendirdi. Trump, Netanyahu’nun yargı sürecinin arka planında yatan siyasi motivasyonları ve baskı olgusunu sorgularken, bu durumun uluslararası alanda iki ülke arasındaki ilişkileri ne derece etkileyebileceğine de dikkat çekti.
Benjamin Netanyahu, 2019 yılından bu yana çeşitli suçlamalarla karşı karşıya kalmış durumda. Yolsuzluk, rüşvet ve güven kötüye kullanımı gibi ciddi iddiaların hedefi olan Netanyahu, bu süreçte hem iç politikada hem de uluslararası alanda ciddi bir baskı ile yüzleşiyor. Trump, bu durumu tanıtırken, Netanyahu'nun geçmişte yaptığı gibi, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a uygulanan yargı baskılarıyla kıyasladı. Trump, "Onlara karşı yapılan şey, demokratik bir ülkeyi zayıflatmak için kullanılan bir araçtır" dedi. Eski başkan, Netanyahu’nun kaderinin sadece bir siyasi figür olarak değil, aynı zamanda sadece İsrail’in değil, Filistin meselesi konusunda da kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Trump’ın Netanyahu’ya olan desteği aslında yeni değil. Eski başkan, görev süresi boyunca Netanyahu ile yakın ilişkiler geliştirmişti. Bu dönemde ABD’nin İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması gibi tartışmalı politikalar da gerçekleştirilmişti. Trump, Netanyahu’nun savcılara karşı verdiği mücadeleyi destekleyerek, "Dostum, bunu atlatacaksın. Biz her zaman senin yanındayız" mesajını verdi. Bu tür destek, Trump’ın kendi eleştirilerine ve ABD’deki siyasi atmosferin getirdiği zorluklara karşı bir tür stratejik yaklaşımı olarak değerlendiriliyor.
Son olarak, Trump’ın bu destek açıklamaları, yalnızca Netanyahu’nun değil, aynı zamanda kendi siyasi kariyerindeki muhalefete karşı da bir savunma mekanizması olarak algılanabilir. Trump, yargı sürecinde olan bir diğer isim olan kendi isminin akıbeti ile ilgili de benzer bir dayanışma sergileyerek, "Bana yapılanlar kesinlikle siyasi bir karalama kampanyası" diyerek muhaliflerine gözdağı verdi.
Sonuç olarak, Trump’ın Netanyahu’ya yönelik bu çarpıcı destek açıklamaları, her iki liderin de karşılaştığı zorlukları nasıl ele aldıklarına işaret etmekle kalmayıp, aynı zamanda uluslararası siyasette yaşanan ve yaşanacak gelişmelere dair ipuçları vermeyi de sürdürüyor. Dört yıllık beyaz saray serüveninde kazandığı tecrübelerle, Trump, sadece kendi kariyerini değil, İsrail’in geleceğini de etkileme konusunda önemli bir aktör olmaya devam ediyor.